İDAM MI? MÜEBETT Mİ?
Geçtiğimiz Nisan ayında Kars’ta Mert isimli 9 yaşındaki bir
çocuğa tecavüz edilip öldürüldüğü haberi düşmüştü ajanslara. Ajanslara düşen bu
haber kamu vicdanına da düşmüştü elbette. Ateş sadece düştüğü yeri yakmamış, Mert’in
ateşi başta yakınları olmak üzere hepimizin yüreğine yakmıştı.
Tecavüzcü katil Aykut Balk yakalanmış, deliller toplanmış
zanlı suçunu itiraf etmiş. Mahkeme geçtiğimiz günlerde sonuçlanmış ve ağırlaştırılmış
müebbet yani ömür boyu hapis cezası vermiş.
Mahkeme müebbeti vermiş vermesine de bu ceza kime verildi? Diye
sormak lazım.
Bu ceza Aykut’un
ailesine mi verildi yoksa Aykut’a mı?
Suçlu yatacak hapiste ne olacak peki bir düşünelim. Aykut’un
annesi, babası, dedeleri, nineleri, kardeşleri, dayılar, amcaları, halaları,
teyzeleri, yeğenleri, kuzenleri neler yaşayacak, Aykut la beraber bunlarda
cezalandırılmıyor mu?
Bu aile katil tecavüzcü bir akrabalarının ceza evinde
olmasının her türlü psikolojik ve sosyolojik baskısını maddi ve manevi olarak ömür
boyu yaşamayacak mı?
Aykut hangi ceza evine giderse aile onun peşinden oradan oraya
sürüklenmeyecek mi?
İnsanlar akrabalarının işlediği suçu her sorduğunda aile
yerin dibine girip, mahcup olmayacak mı?
Cezaevlerinde bu suçu işleyenlere diğer mahkûmların verebileceği
zarar aileyi sürekli tedirgin etmeyecek mi?
Aykut’un başta anne babası olmak üzere diğer akrabalarının çektiği
çileyi düşünebiliyor musunuz?
Suçu işleyen Aykut
ailenin suçu ne?
Hukukta suçun şahsiliği ilkesi vardır. Suç şahsiyse ceza da
şahsi olmalıdır. Müebbet hapis cezasında şahısla beraber tüm aile
cezalandırılıyor.
Tabi birde maktulun ailesi ve akrabalarının durumu var.
Kendi çocuklarını eziyet ederek öldüren kişinin cezaevinde bile olsa yaşıyor
olması, onların içindeki yangını taze tutacaktır.
Cezalar caydırıcı olmalıdır. Böylesi suçlarda müebbet hapis
caydırıcı bir cezamıdır, tartışılır.
Bu konuda kişisel görüşüm, bu tür suçlarda suçlunun idam
edilmesidir. Zira “kısasta hayat vardır”
Suçlu idam edilirse, ailesi yakınları bir müddet yasını
tutar sonra kabullenir. Herkes hayıtına devam eder. Maktulün ailesinin içindeki
ateş de katil cezasını çekti, o da öldürüldü diye küllenir.
Ayrıca idam korkusu
bu tür suçların tekrarı açısından daha caydırıcı olur diye düşünüyorum.
Birde endişem var
tabi.
Mevcut hukuk sisteminde adil yargılanmaların yapılıp
yapılmadığı tartışma konusu iken. Ölüm cezası gibi bir cezanın telafisi de
olmayacağından, verilecek gayri adil cezalar birçok suçsuz insanın hayatına mal
olabilir.
Türkiye tarihi bu tür olaylarla doludur.
İş gelip sisteme dayanıyor. Sistem bozuk olunca bu konuda ve
başka konularda adalet beklemek de abesle iştigal oluyor elbette.
Dileğimiz sistemin adil, insani dolayısı ile İslami temellerde
yeniden inşa edilmesidir.
Vesselam.
Yorumlar
Yorum Gönder