KÜRTLER ÜZERİNE
Kürtler
tarihin bilinen en eski kavimlerindendir ve İslam tarihinde Araplardan sonra
Müslüman olmuş ilk kavimdir. İslam’la ticaret için gidip geldikleri Mekke de Hz
Peygamberle(a.s) tanışan Kürt tüccarlar vasıtası ile şereflenmişlerdir.
Müslüman olduktan
sonra İslam milletinin sadık fertleri, İslam cemaatinin hizmetkârı ve İslam
ordularının kahramanları olarak nam yapmış necip bir kavimdir Kürtler.
Müslümanların
kâfirler karşısında gerilemesi, İslam topraklarının işgal edilerek yağmalanması,
İngiliz kâfiri tarafından uydu ulus devletler kurularak Müslümanların
sömürülmeye başlanması sürecinde Kürt halkı bu necipliğini gösterip İngiliz kâfirinin
emrine girmeyip İslam ümmetini terk etmeyerek halifeliğe bağlı kalacağını beyan
etmiştir.
Nihayetinde
halifeliğin elinde kalan son Osmanlı toprağı üzerinde kurulan Türkiye
cumhuriyetinin kurucu iki ana kavminden biri olma şerefini göstermiştir. Türkiye
cumhuriyetini kuran irade halifeliğe sahip çıkamamış, İngiliz kâfirinin
oynadığı oyunla baş edememiş ırkçı, laik ve batıcı zihniyet devleti ele
geçirince de Türkiye Cumhuriyeti devleti de Türk kavmiyetçilerinin eliyle bir
ulus devlete dönüştürülmüştür.
Türkiye
cumhuriyeti devleti halifeliğin kaldırılmasından sonra İslami kimliğini
reddederek laik İslam düşmanı bir kimliğe bürünmüştür. Başta Kur’an olmak üzere
ne kadar İslami değer varsa hepsine savaş açılmış çağdaş batılı değerler
benimsenmiştir. Kur’an harfleri yasaklanmış, medreseler, tekke ve zaviyeler
kapatılmış İslami tesettür ve örfe uygun giyinme yasaklanmış takvim ve saat
dönüştürülmüş bir inkâr ve asimilasyon politikası uygulanmıştır. Buna karşı
çıkan veya çıkma potansiyeline sahip kim varsa katledilmiş ya da ülkeyi terk
etmek zorunda kalmıştır. Yeni devlet politikası Türk ırkçılığı üzerinden
yürütüldüğü içinde başta Kürtler olmak üzere Türk ırkına mensup olmayan diğer
ırklar bir de asimilasyon zulmüne maruz bırakılmışlardır.
Türkler
İslami değerlere sahip oldukları için zulme uğrarken Kürtler ve diğer kavimler
hem Müslüman oldukları hem de dilleri yüzünden zulme uğramışlardır. Aytunç Altındal’ın bir tv programında Çerkez olduğu için uğradığı
zulmü anlatırken gözlerinin dolduğuna şahit olmuştum.
Bu zulmü
yapanlar Türk kavminin de diğer kavimlerinde onayını alamamış projelerini gerçekleştirememişlerdir.
Laik, batılı değerleri benimseyen bir toplum oluşturma hayalleri boşa
düşmüştür. Alev Alatlı’nın “Biz oyunu kaybetmedik sadece zaman yetmedi” sözleri
adeta bir itiraf olarak bu durumu ne güzel özetlemektedir.
Yirminci
yüzyılın başlarında uygulamaya konulan proje aradan geçen yüzyıla rağmen
başarıya ulaşamamıştır. Türk halkı Müslüman olduğu için Türklük adına ortaya
konulan batıl değerleri benimsememiş bu değerleri dayatanları da tarihin
çöplüğünde mahkûm etmiştir.
Son yıllarda
Türk halkına yutturamadıkları başarısızlığa uğrayan projelerini bu kez Kürt halkı
üzerinden uygulamaya koyduklarını görmekteyiz.
Türkçülük tutmadı, Kürtçülüğü tutturmaya
kalkıyorlar.
Türk-İslam sentezi
tutmadı, Kürt- İslam sentezini deniyorlar.
Türkün Türkten
başka dostu yoktur yalanı tutmadı, Kürtün Kürtten başka dostu yoktur yalanını
inandırmaya kalkıyorlar.
İslam Türkü
geri bırakmıştır, bizim esas dinimiz Şamanizmdir, tezi tutmadı, İslam Kürdü geri
bıraktı bizim asıl dinimiz Zerdüştlüktür tezini ispatlamaya çalışıyorlar.
Ümmetçilik
köleliktir, sömürüdür aldatmacası Türklere tutmadı belki Kürtlere tutar diye
şimdi onlara anlatılıyor.
Toprağın
kutsallığı, ırkın üstünlüğü, hayali efsaneler, yeni teoriler, uydurma
kahramanlık hikayeleri, suni düşmanlar, yalancı dostluklar… Biz bu filmi daha önce izledik.
Fidan Güngür
(r.a) “Kemal Burkay ve Kürt solu” yazısında bu projeyi ortaya koyan Kürt ulusalcı
liderleri için şöyle diyor; “Cumhuriyet dönemi Türk entellerinin geçirdiği
evrenin aynısını yaşıyorlar. Sadece isimleri farklı: Türk kelimesinin yerine
Kürt kelimesini koyun hepsi birden altını imzalar… Kopyacı, taklitçi,
işbirlikçi, bir yaklaşım ve temayül söz konusu… Onlara acıyor ve yazıklar olsun
diyoruz.” (Teoriden Pratiğe İslami Hareket sayfa 95)
Hâsılı Kürtler
Müslüman’dır, tıpkı Türkler gibi Türklere yutturamadıklarını Kürlere yutturmaları
mümkün değildir. Türk halkı da Kürt halkı da laik, demokratik, sosyalist,
liberal ya da başka bir sistemi benimsemez. İslam’dan başka bir dini Müslüman’dan
başka bir sıfatı kendisine yakıştırmaz. Müslümanlıkla şereflenmiş bir toplum bu
şerefi bırakıp şerefsizleşir mi? Bu uğurda yapılan tüm çabalar boşa gidecektir,
Müslüman her ferdin veya topluluğun uyanık olması bu oyunlara ve batıl
düşüncelere bilerek veya bilmeyerek, iyi niyetle bile olsa hizmet etmemesi
gerekir.
Vesselam
Yorumlar
Yorum Gönder