Kayıtlar

Şubat, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SURİYE; ESKİ HAL MUHAL; YA YENİ HAL YA İZMİHLAL

Suriyede garip şeyler oluyor, birileri ya ne yaptığını bilmiyor ya da hepimizin aklıyla dalga geçiyor. Devasa boyutlara ulaşan Suriye dramı bu yazının hacmini aşacağından Suriyedeki Kürt bölgesi yani Rojova üzerinden bir tahlil yapacağım. Kürtlere Suriye Devleti tarafından vatandaşlık hakkı tanınmaz, kimlik verilmez, mülkiyet hakları yoktur, oturdukları evler bile devlet mülküdür. Kürtleri adam yerine dahi koymayan aynı Suriye Devleti, PKK’ya yıllarca hamilik yaptı ve Abdullah Öcalan Şamda ikamet etti. Yani Suriye devleti kendi Kürdünü tanımadığı halde Türkiye Kürtlerinin hakkını savunma iddiasında olan PKK’yı el üstünde tuttu, besledi, korudu savundu. PKK ise dönüp sen gerçekten Kürdü seviyorsan önce kendi Kürdüne haklarını ver demedi. Suriye devletine karşı da silahlı eylemler yapmadı. Gün geldi Suriye iç savaşı başlayınca Suriye Devletinin Kürt aşkı(!) depreşti ve Rojovayı Kürt Yüksek Komiytesine bağlı Halk Koruma Birliğ (YPG)’ye terk etti. YPG Rojova bölgesinde özerk...

HAYATA BAKIŞ YA DA YAŞAM FELSEFEMİZ

İnsan bedensel ve ruhsal boyutları olan, başka bir ifade ile fiziksel boyutunun yanında arzu, istek, irade ve akıl boyutu da olan bir varlıktır. İnsanı diğer canlılardan ve hayvanlardan ayıran yönü de “akıl” ve “irade” sahibi olmasıdır. Bu bağlamda çağdaç bilim adamları tarafından yapılan “insan düşünen bir hayvandır” tanımı eksik bir tanımdır.  İsnaın arzu ve isteklerini frenleyen ve ölçülü olmasını sağlayan aklı ve iradedir. İnsanın hayata bakış açısını sosyal çevre, inaç, kültürel değerler ve aldığı eğitim gibi durumlar etkiler. Aynı zamanda insan aklıyla, çevresini, inanç ve kültürel değerlerini, aldığı eğitimi sorgulayabilen bir yapıya sahiptir. Başka bilgiler ile kend bilgilerini kıyaslaya bilen bir yeteneği vardır insanın. Bu durum aklını kullanabilme gücü ile doğru orantılıdır. Hayata bakış açısı ve yüklediği anlam insanın davranışlarını yönlendirir. Hayatı sadece dünyadan ibaret olarak görenler, dünyayı kazanmak için bir mücadele alanı gibi görürler. Bunlar ...

İNSAN HAKLARI OKULU

İnsan Hakları ihlallerinde hak arama bilinci ve yöntemi önemlidir. Daha da önemlisi hakkın ihlal edilmesinin önüne geçebilmektir. Buna “Koruyucu İnsan Hakları” “diyebiliriz. İnsan Hakları ihlallerini engelleyebilmek, toplumdaki İnsan Hakları bilincinin gelişmesi ile doğru orantılıdır. Mazlumder insan hakları bilincinin geliştirilmesi ve insan haklarına duyarlı insanların yetişmesi için bir eğitim faaliyeti olarak her yıl, tamamen ücretsiz olarak “İnsan Hakları Okulu” adında bir çalışma yapmakta ve bu eğitim sonunda katılımcılara birer sertifika verilmektedir. Ülkemizde, bölgemizde hatta dünyada yaşanan İnsan Hakları ihlallari dikkate alındığında, küresel emperyalistlerin kendi çıkarları için diğer insanlara yaptıkları görüldüğünde konunun önemi gözler önüne serilmektedir. Mazlumderin sloganı olan “Kim Olursa Olsun Zalime Karşı, Kim Olursa Olsun Mazlumundan Yana” olma bilincini güçlendirmek ve yaygınlaştırmak için hakka, adalete ve özgürlüğe sahip çıkan cesur ve vicdan sahibi i...

MEB’İN YAPTIĞI EN HAYIRLI İŞ!

Allah kimseyi yetim ve öksüz bırakmasın. Bir çocuğun düşebileceği en zor durum yetim ve öksüz kalmasıdır kanaatimce. Yetimlik ve öksüzlük bir nevi sahipsizliktir çocuk için. Annesi veya babası, amcası, dayısı veya başka akrabaları olsa bile hiçbiri, hatta hepsi birlikte bile annenin veya babanın yerini dolduramaz. Yetimler ve öksüzler art niyetli insanların ve grupların hedef kitlesidir. Suç örgütleri, hırsızlık, fuhuş, organ ve uyuşturucu çeteleri, hatta terör örgütlerinin kolay lokmalarıdır yetim ve öksüzler. “Bir toplumun medeniyet ölçüsü yetimlerine ve öksüzlerine sahip çıkmakla doğru orantılıdır” dersem abartmış olur muyum sizce? “Bir toplum yetim ve öksüzlerine sahip çıkmıyorsa, onların suç örgütlerinin eline düşmesinden ve yaptığı tüm kötülüklerden o toplumun bütün fertleri değişik derecelerde sorumludur” dersem abartmış olur muyum sizce? Babası ölmüş çocukların anneleri de yetimdir. Onların artık hayat arkadaşları yoktur, sırtlarını dayayacak güvenceleri ölmüşt...