ÇIPLAK ARAMA YOK(MU)DUR?
Son günlerde
Türkiye’nin gündemini meşgul eden konulardan biri de çıplak arama iddiaları.
AK Parti
Grup Başkanvekili Özlem Zengin Euronews'e verdiği özel mülakatta 'Türkiye'de
çıplak arama yok, inanmıyorum' diyerek söz konusu iddiaları peşinen reddedince
konu başka bir boyut kazandı.
Çıplak arama
gibi İslam’ın ve beşeri hukukun dokunulmaz kabul ettiği insan onurunu
zedeleyici ve insanı aşağılayıcı bir eylemin savunulacak bir tarafı olamaz. Zaten Özlem Zengin’de çıplak aramayı
savunmuyor, bu uygulamanın Türkiye’de yapılmadığını, iddialara inanmadığını
söylüyor.
Çıplak arama var!
2006 tarihli
İnfaz Tüzüğü 46. maddesine çıplak arama açıkça düzenlenmiştir. Yasal düzenleme
ile yapılan bir uygulamayı inkar etmek anlaşılır bir tutum olmasa gerek.
Yapılması gereken bu uygulamanın kötü amaçla kullanılıp kullanılmadığının
araştırılması ve gereğinin yapılmasıdır.
Sayın Zengin
peşinen iddiaları inkar etmek yerine ‘bu ciddi bir iddia araştıralım, gerçekse
gereğini yaparız’ tutumu içerinde olsaydı kimsenin bir itirazı olmazdı. Bu konu
kurulacak bağımsız bir komisyon tarafından kolaylıkla araştırılarak tespit
edilebilecek bir konu. İddia sahipleri sosyal medyada tarih ve saat bile
veriyorlar. O tarih ve saatte kameralar incelense dahi hakikat açığa
çıkacaktır.
Hakikati açığa
çıkarmak yerine inkar etmek eğer iddialar gerçekse bunu yapanları cesaretlendirecek
ve uygulamanın desteklendiği anlamına gelecektir.
Güvenlik
güçleri ellerindeki gücü ve yetkiyi her zaman kötüye kullanma potansiyeline
sahiptir. Bunun olmaması için hem kamu hem sivil denetleyiciler tarafından
sürekli denetlenmelidirler. İnsan onuruna yakışmayan işkence ve kötü muameleye
fırsat vermemek için yollar aranmalıdır.
Gözaltı
sırasında başörtülerinin cebren çıkartıldığına şahitlik etmiş ve bu konuda hem
diplomasi yapmış hem de rapor hazırlamış biri olarak söylüyorum bunları.
İddialar ilk
geldiğinde ben de inanmak istememiştim ancak emniyet yetkilileri ile
görüştüğümüzde olayı inkar etmemiş ve bunu zorlama bir yorumla güvenlik
gerekçesiyle yasal mevzuata dayandırmışlardı.
Son
zamanlarda çıplak arama, darp, işkence ve kötü muamele iddiaları artmaya
başladı. Bu iddiaların yerinde incelenmesi için içinde STK’ların da olduğu
düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Valiliklerin bünyesindeki İl İnsan
Hakları Kurulları bu konuda devreye sokularak en azından denetimler
başlatılabilir.
Vesselam!..
Yorumlar
Yorum Gönder