TBMM TÜRKİSTANLILAR İÇİN KENDİNE YAKIŞANI YAPMALIDIR!
Türkistan Müslümanların mazlum beldelerinden biridir. Doğu Türkistan 1955 yılından beri Çin işgali altında ve Çin devletinin zalimce uygulamalarıyla inim inim inlemektedir.
Buradaki Müslümanlar dinleri ve kültürleri yok sayılan,
aşağılanan Çin devletinin resmi ideolojisini kabul etmeye zorlanan ve boyun
eğmeleri için her türlü çirkinliğin uygulamaya konulduğu bir zulüm beldesine
dönüşmüş durumda.
Çin devletinin içinde Türkistanlıların da olduğu Müslüman,
Tibetli, Budist, Moğol veya siyasi muhalif olduğu için Milyonlarca insanı “Mesleki Eğitim Kampları” adı altında
sistemli bir şekilde asimilasyona tabi tuttuğu “toplama kaplarına” kapattığı ve siyasi muhalifleri “suçlu” olarak kabul ettiği ve ceza
evlerine attığı bilmektedir.
Türkiye’ye sığınmış çok sayıda Türkistanlı Çin’deki
ailelerinden haber dahi alamamanın endişesini yaşamaktadır.
Çin Devletinin zulümlerini saymaya başlasam ciltler dolusu
kitap yazmam gerekir. Onun için burada Çin’in zulümlerini sıralamayacağım.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyetin arasında
imzalanan ve TBMM tarafından onaylanırsa Çin Devletinin zulümlerine ortak olma
riskini taşıyan bir anlaşmadan söz edeceğim.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Mayıs 2017’de Çin’i
ziyareti sırasında, Türkiye Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Arasında “Suçluların İadesi Anlaşması” adıyla bir
anlaşma Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi tarafından
imzalanmıştı.
Çin Ulusal Konseyi kısa süre önce Aralık 2020 tarihinde bu
anlaşmayı onayladı, TBMM Başkanı Mustafa Şentop Nisan 2019 tarihinde kanun
teklifi olarak Dışişleri ve Adalet komisyonlarına sevk etmiş ama komisyonların
ve genel kurulun gündemine alınmadan bekletilmektedir.
Yani bu anlaşmanın komisyonda görüşülerek kabul edilip,
genel kurul gündemine alınarak kabul edilme riski var.
Çin’in suçlu tanımı belli, bizden Türkiye’de Çin zulmünden
kaçıp sığınan başta Türkistanlılar olmak üzere bütün muhalif suçluları iade
etmemizi isteyecekler. İade edileceklerin akıbeti malum.
TBMM böyle bir anlaşmaya imza atmamalı, bu konuda iş işten
geçmeden gerekli kamuoyu oluşmalı ve bu anlaşma TBMM’ye yakışır şekilde reddedilmelidir.
Vesselam…
Yorumlar
Yorum Gönder