ZENGİN AMA MUTSUZ İNSANLAR TOPLULUĞU!

Herkes bir birinden şikayetçi; öğrenci, öğretmen, veli, çevre, yönetici, bürokrasi, doktor, hasta, polis, mühendis, işçi, patron hepsi muhatabını suçlar oldu.
Eğitim düzeyi yükseldikçe şikayetin dozu da artıyor.
Gittikçe daha mutsuz, daha umutsuz bir topluma dönüşüyoruz.
Eskiden zorunlu eğitim beş yıldı, sekiz yıla çıktı, sonra on iki yıla ama şikayetler daha da arttı.
On iki yıl okuyup liseyi bitiren bir genç eğer iyi bir üniversiteye girememiş ise, niteliksiz bir eleman olarak boş geziyor. Zamanında bir meslek öğrenemediği için de sonradan öğrenmesi ve uyum sağlaması zor oluyor. Kendisi ve ailesinin hayatı adeta zindana dönüyor.
Hele bir de iş imkanı az olan bir üniversite bitirmiş ise bu durum daha da katlanıyor.
Daha da vahimi iyi bir üniversite bitirip yüksek gelirli bir meslek sahibi olunca da genellikle insani ilişkileri zayıf, hazcı, maddeci, konformist, aileden ve çevreden kopuk, dar bir sosyal çevrede yaşayan insana dönüşüyor.
Anne baba kıymeti bilmeyen, nene ve dedesi hiç umurunda olmayan, amca, dayı, teyze, hala gibi akrabalarla bayramdan bayrama o da tatile filan çıkmamışsa görüşen insanlara dönüşüyor.
Huzur evlerinde kalanların çocukları genellikle okumuş, yüksek gelir sahibi insanlar.
“Vali olmuşsun ama adam olamamışsın” deyimi bu durumu özetlemektedir aslında.
Eğitim sistemimiz her halükarda istenmeyen bir insan tip çıkarıyor.
Bu kötümser tabloda istisnalar var tabi, onlar “imalat hatası” olarak yetişenler. Aile veya çevre eğitim sistemi dışında alternatif bir eğitim metoduyla sistemin verdiği zararları ortadan kaldırıp, istenen bir insan modeli çıkarabiliyor arada.
Okumuş meslek sahibi, kültürlü, örf ve geleneklerini bilen, sorumluluk sahibi, kazancını paylaşabilen insan sayısı o kadar azaldı ki çevremizde.
Okullarda bilgi ve davranış sadace maddi karşılığı olan bir değeri elde etmek için öğretiliyor. Anlatılan konu ile ilgili öğrenci öğretmenine;
-          Öğretmenim bu konuyu bize niye anlatıyorsunuz ki, ne işimize yarayacak? Şeklinde bir soru sorduğunda, öğretmenin cevabı;
-          Yavrum bu konuda sınavda soru çıkacak, bilmeniz lazım.
 Şeklinde ise çocuk o konuya çalışıyor, aksi takdirde çalışma ve öğrenme ihtiyacı dahi duymuyor.
Eğitim “iyi insan yetiştirmek” mantığı ile verilmeli, öğrenci “hakikati/gerçeği/doğruyu öğrenme” peşinde koşmalı. Öncelik bu olmalı meslek ve para sonra düşünülmeli.

Aksi halde zengin ama mutsuz insanlar topluluğuna dönüşeceğiz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİŞİ DOKUNULMAZLIĞI HAKKI

GELECEĞİN ÖĞRETMENİ

KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI