VALİ BEY BENİM KIZIM SANA EMANET!
Devletin sorumluluklarından biri de eğitim vermektir. Eğitim
insanlarda istenilen davranışların oluşturulması sürecidir. Siz gelecekte nasıl
bir insan görmek istiyorsanız eğitiminizi ona göre vermek zorundasınız. Atalarımız
ne güzel demiş; “ne ekersen onu biçersin.”
Seküler bir anlayışla verilen eğitimden “dindar nesil”
yetişmesini beklemek, buğday ekilen tarladan mısır çıkmasını beklemek gibidir.
Gerçi siyasi, ekonomik, sosyal açıdan seküler temellere oturan bir sistemde
dindar nesil yetiştirmek için eğitim sistemi geliştirilebilir mi? bu da ayrı
bir tartışma konusu.
İktidarların kendi dünya görüşüne göre tolumu dönüştürmek,
şekillendirmek istemesi doğaldır. Eğer iktidarın dünya görüşü toplumun genel
dünya görüşüyle çelişiyorsa o iktidar dayatmayla, zorbalıkla bunu yapmaya
çalışacaktır. Yakın tarihimiz bunun örnekleriyle doludur. Hafızalarımız bu
dayatmaların ve zorbalıkların izlerini hala taşıyor. Yok, eğer toplumun geneli
iktidarın dünya görüşüne sempati ile yaklaşıyor onu beğeniyorsa o takdirde
iktidar bundan güç alacak, hatta bunu bir vazife, toplumun taleplerini
karşılama sorumluluğu olarak görecektir.
Eğer toplumun dönüşme, özüne dönme, tarihi ve kültürel
değerlerine sahip çıkma, kaybetmiş olduğu moral değerlerini yeniden kazanma
gibi talepleri varsa, hükümetin bu talepleri karşılaması gerekir. Bunun yolu da
hiç şüphesiz eğitimden geçer. Sağlıklı bir eğitim anlayışı toplumu uzun vadede
şekillendirecek ve her yönden istenilen seviyeye ulaştıracaktır.
Muhalefette olup, toplumu kendi dünya görüşüne göre
şekillendirmeye çalışanlarda görüş ve düşüncelerini, hür bir şekilde ortaya
koymalı, iktidarı eleştirmeli yapılanları veya yapılmak istenilenleri kendi
bakış açılarıyla toplumla paylaşmalıdır. Muhalefetin kendisini ifade etme
özgürlüğünün olmadığı bir yerde özgürlükten bahs edilemez.
Bir de art niyetli olup,
görüş ve düşüncelerini normal yollarla topluma kabul ettirmeleri mümkün
olmayan kesimler var. Bunlar terör, uyuşturucu, cinsellik ve benzeri gibi
yolları kullanarak toplumda kendilerine taraftar toplamak ister. Bunlar,
Marjinal düşüncelerini özellikle gençlerin duygularını istismar ederek onlara
kabul ettirmeye çalışırlar.
Başka bir şehirde üniversite
okusun diye ailesi tarafından gönderilen öğrenciler, toplumun geleceğini
şekillendirecek insanlardır. Devletin bunlar üzerinde koruyucu tedbirler uygulaması
normaldir. Genç nesiller yönlendirilmeye, manipüle edilmeye, zaaflarından
faydalanılarak kullanılmaya en müsait olan kesimdir. Hele ailesinden uzaktaysa
bu konuda tamamen korumasızdır.
Terör örgütlerinin ve marjinal gurupların da en rahat
kullanabilecekleri kesim yine bu kesimdir. Ekonomik katkı sağlayarak, cinsel
yönden istismar ederek, duygularına hitap ederek gençleri tuzaklarına düşürmek
art niyetli kesimlerin uygulayacakları yöntemlerdir.
Öğrenci evlerinde kız ve erkeklerin bir arada yaşaması herhalde
toplumuzun kabulleneceği bir durum değildir. Böyle evler yukarıda saydığım art
niyetli kesimler için biçilmiş kaftandır. Devletin bu meseleyle ilgilenmesi
kadar normal ne olabilir ki?
Bunun yanında, velilerde de kız öğrencilerimizin
evlerine polis baskın yapacak ve onları karakola götürecek gibi endişelerin
oluşması normaldir. Bu endişeleri gidermek de Başbakanımızın açıklamalarını
emir telakki eden valilerimize düşmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder