ÇANAKKALE ÜZERİNE


Birinci cihan harbi, topraklarımızın paylaşıldığı, aramıza fitnenin sokulduğu, İslami değerlerimizin
yozlaştırıldığı, ümmet bilincimizin köreltildiği, bizi biz yapan değerlerden kopartıldığımız kısacası
gavura mağlup olduğumuz, izzet ve onurumuzu kaybettiğimiz savaştır.
Bu savaşın bir cephesi de Çanakkale harbidir. Çanakkale savaşı bağımsız bir savaştan öte, birinci
dünya savaşının, bir direniş cephesi olarak algılanmalıdır. Biz birinci dünya savaşını kaybettik. Bu savaş
sonrasında topraklarımızdan vaz geçip, galip devletlerin himayesine bıraktık. Müslüman kimliğimizi
bile bırakarak galip emperyalistlerin bize biçtiği rol çerçevesinde ulus devletlere bölündük ve
buralarda ya diktatörlüklerle ya da ne olduğunu bile bilmediğimiz laiklik demokrasi ile yönetilmeye
başladık.
Çanakkale harbinin olduğu Anadolu topraklarında yaşayan bizler. Galip emperyalistlerin bütün görece
üstünlüklerine rağmen İslami bir bilinçle, ilan edilen seferberlik çağrılarına uyduk. Aramızdaki tüm
ihtilafları bir kenara bırakıp, topyekün omuz omuza Çanakkale cephesine koştuk. Mucizevi bir direniş
göstererek o dönemin süper gücü İngiltere ve müttefiklerini hiç beklemedikleri bir yenilgiye
uğratarak, tarihin en önemli zaferlerinden birinin altına kanlarımızla imzamızı attık.
İslam bize tek millet olduğumuzu söyler, ayrı kavimlerden olsak da tek milletiz, dünyanın neresinde
bir Müslüman varsa o bu milletin bir ferdidir. Çanakkale’de bunu bir kez daha hatırlayıp, pratize ettik.
Çanakkale ruhu İslami bir duruştur. O duruş izzetin, onurun, imanın duruşudur ki tüm ümmet
yedisinden yetmişine, kanıyla ve canıyla o duruşa katılmıştır.
Birinci cihan harbinin Çanakkale direnişine rağmen kaybedilmesi ardından oluşturulan işbirlikçi
otorite, Çanakkale ruhunu yok etmek ve ümmet bilincimizi elimizden almak için oldukça yoğun mesai
harcamış maalesef başarılı da olmuştur. Bugün ümmetin birer unsuru olan kavimler bir birinden
kopmuş hatta düşmen olmuş durumdalar.
Kurtuluşu İslam’da aradığın söyleyen bazı Müslümanlarda bile seküler anlayışlar içselleştirilmiş,
ümmet bilinci sanki kavimler arasında bir asimilasyon aracıymış gibi algılanmaya başlanmıştır.
İzzetin ve onurun tekrar elde edilmesi için “öze dönüş” ruhuna ihtiyacımız var. Bu ruh Çanakkale
ruhudur. Topyekün kurtuluş mücadelesi için bu ruha ihtiyacımız var. Çünkü küfür tek millettir. Biz de
tek milletiz ve Rabbimiz Allah’tır.
Vesselam.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİŞİ DOKUNULMAZLIĞI HAKKI

GELECEĞİN ÖĞRETMENİ

KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI