ASIMIN NESLİ

ASIMIN NESLİ



Medeniyetler değerler üzerine kurulur.

Toplumlar değer yargılarına göre şekillenir.

Bir toplumun kendine has değer yargıları yoksa o toplum medeniyet kuramaz herhangi bir medeniyeti temsil de edemez. Ancak başkalarının güdümünde çağdaş tabirle sömürülen bir toplum olur.

Maalesef Müslüman toplum şu anda böyle bir konumda.

Kendi değerlerine sahip çıkmadığı için medeniyet de kuramıyor. İslam medeniyetini de temsil edemiyor.

İslam kimliğini terk etmediği için, başka bir kimliğe de bürünmediğinden, çeşitli gerekçelerle emperyalist, batılı toplumların güdümünde, sömürülen bir toplum durumda kalıyor.

İşte bu durumun farkında olan ve bundan rahatsız olan, eli kalem tutan, söyleyecek sözü olan, çözüm üretmek için endişe duyan birçok insan kendisine göre çözüm önerileri sunmuşlar.

Bunlardan biri de merhum Mehmet Akif Ersoy’dur.

Akif’e göre ancak  “Asım’ın nesli”  İslam toplumunu ayağa kaldırır,  düşman karşısında gerçekte anlamıyla İslam’ı savunur, vatanını, namusunu, çiğnetmez ve çiğnetmeyecektir.

Kimdir Asım?

“Asım’ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek;
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”


Ne özelliği var da merhum Akif onu örnek bir nesil, adeta bir prototip olarak önümüze koyuyor?

Asım’ın kim olduğu konusunda çeşitli görüşler olmakla beraber, âcizane merhumun vurgularından anladığım kadarıyla,

Asım Hz. Peygamberin(a.s)  sahabesinden biridir, Asım Bin Sabit.

Asım ben bedenime müşrik eli sürdürmem diyerek teslim olmadığı için şehit edilen sahabi.

Ölümü göze alıp düşmanın kim olduğu bilen ve ona teslim olmaktansa şehit olmayı tercih eden sahabe.

İşte Akif’in örnek gösterdiği insan bu.

Bizim gençliğimiz, kim olduğunu bilirse, kendi değerlerini bilip ve onlara sahip çıkarsa, düşmanın kim olduğunu da bilir ve ona teslim olmaktansa ölmeyi tercih edecek kadar da cesur olursa…

Başka bir şeye ihtiyacımız olmaz kanaatindeyim.                                                                                          

                                                                                                                                         24.05.2011

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KİŞİ DOKUNULMAZLIĞI HAKKI

GELECEĞİN ÖĞRETMENİ

KİŞİ HÜRRİYETİ VE GÜVENLİĞİ HAKKI